Bir Küresel İş var, Bu seçimin içinde!
“Trump’ın Görmezden Geldiği, öngörülen Pandemi Uyarılarının tarihi” başlığında yayımlanan bir yazıyı, beklenen 3 Kasım 2020 seçiminde hep birlikte hatırlayalım.
Covid-19 yayılırken, hayatları mahvettiğinde ve küresel ekonomiyi altüst ederken, Başkan Donald Trump önce virüsü küçümsedi, ‘Amerikalılara virüsün ortadan kalkacağına dair güvence verdi’ sonra hepsini tam bir sürpriz gibi hikayeleştirdi.
İsviçre’nin Davos kasabasında 22 Ocak 2020’de gerçekleşen yıllık olağan Dünya Ekonomik Forumu’nun toplantısında bir ses işitildi. Bu ses Davos’un pek alışkın olmadığı cümleleri iletiyordu. CNBC’den Joe Kernen, Donald Trump ile yaptığı röportajında şu soruyu sormuş idi. “Washington eyaletinde bir koronavirüs vakası tespit edildi. Bunun Wuhan türü olduğu söyleniyor. SARS’ı hatırlarsanız, pek çok alanda olumsuz etkiler bıraktı. Seyahatle ilgili etkiler gibi… Bu noktada bu yeni tür salgınla ilgili endişeleriniz var mı?” Ve D. Trump’ın hani ben oralı bile değilim, siz ne diyorsunuz? Şeklinde en umursamazlığı ile olan cevabı şöyle idi: “Hayır. Hiç de değil. Biz tamamen kontrol altındayız. Çin’den gelen bir kişi ve onu kontrol altına aldık. Herşey iyi olacak. Endişelenecek bir şey yok”…
16 Mart 2020 tarihine kadar hiç bir şekilde virüsün etkin bir şekilde yayılmayacağına, hatta havalar ısındığında, güneşin hakimiyeti ile virus sürpriz bir şekilde yok olacak merak etmeyin diye sürekli tekrarlıyordu. 16 Mart 2020 itibari ile artık ikna olmuş, hatta şaşkınlığını da ifade etmekten hiç çekinmemiş idi. Virüsün aniden bir şekilde varolduğunu filan söylemeye çalışıyordu.
Ulusal ve yeniden büyük Amerika olabilmenin direnci nereye kadar olacaktı elbet. Diyemediki, “salgını şimdi ciddiye aldım, ayağım suya erdi”. diyemezdi! Biz her ne kadar, birbirinden zıt iki taraf görüyor olsak da, “Ulusalcılar ve Küreselciler gibi”, aslında aynı tek bir amaca hizmet eden seslerin hipnoz çalışmaları hepsi. Yok hiçbirinin birbirinden farkı!
Bu hipnoz çalışmalarının altında kalan kaldı ve sonuçlarını sokaklarda daha da şiddetli bir şekilde seçim sonrasında, ikinci sezon olarak seyretmeye devam edeceğiz. Karıştıkça karıştırmalara doymadılar! Nefes alınamayacak noktaya getirdiler. Bir diğer ifade ile soluk almanın hakkını, ölçüsünü dahi siyah ve beyazlar için diye, ırkçı düşüncenin ellerine bırakmayı da ihmal etmediler. En sesli ve görselliği ile zengin olan ayaklanmaların resmi ise; en markalı vitrinlerin kırılıp dökülmesi, yağmalanması, (kapitalizmin bitişinin sembolü olarak) yani yaratıcı bir kaos ile değişen dünya düzenini!
Biz içerik-biçim ilişkisindeki sıçrama ve kırılmalara kaynaklık eden sorunsalımızın ana başlığına geri dönelim. “Bize Daha Neler Olacak?”… Üzerinde düşünmeye devam edelim.
Geçtiğimiz çeyrek yüzyıl boyunca, hem ABD hükümet liderleri, bilim adamları hem de küresel sağlık görevlilerinin uyarıları net ve tutarlıydı: Bir pandemi geliyordu ve ne zaman gelse, küresel ekonomi için felaket olacaktı. Son yıllarda kırmızı uyarılar neredeyse her ay – bazen haftalık olarak – geldi ve Trump’ın öncüllerinin üçü de pandemi tehdidine önemli kişisel zaman ayırdı ve halkın ilgisini çekmeyi önemli ölçüde başardı.
En son uyarı, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin iki partili raporu, Cumhuriyetçi eski ABD senatörü Kelly Ayotte ve George W. Bush’un Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri direktörü Julie Gerberding’in birlikte başkanlık ettiği 18 Kasım 2019’da yayınlandı. Daha sonra SARS-CoV-2 olarak adlandırılacak olan yeni koronavirüsün ilk vakasının Çin’in Hubei Eyaletinde ortaya çıktığını biliyoruz. Bu raporun bir numaralı tavsiyesi, Trump yönetiminin pandemi planlamasına yönelik kesintilerini geri almaktı: “Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi’nde sağlık güvenliği liderliğini yeniden sağlayın.”
“Geçmiş raporların, bu konu üzerinde yazılan kitapların, planlama belgelerinin, Kongre oturumlarının, görüşmelerin, konuşmaların ve kamuya açık ifadelerin dikkatlice incelenmesi, mevcut Covid-19 krizinin tüm sorunlarının, yetkililer ve liderler gibi geçtiğimiz 15 yıl içinde öngörüldüğünü açıkça ortaya koymaktadır” diyen bir ses yükseldi. Bu ses, Soft’un ortağı Micro Bill Gates’in idi tabiki. Hükümetin yetersizliği öylesine canına yetmiş olacak ki; “Eğer Ocak ve Şubat ayını doğru bir şekilde test yapmaya ayırsaydık bu kadar korkunç ekonomik maliyet ortaya çıkmazdı” azarı ile yine de kimse ayılamadı, içine girdiği hipnozdan. Çünkü halen kafalar son derece karışıktı, “Bill Gates ve aşı – Bill Gates ve İklim, İnekler, protein tozları” gibi konuları pek yanyana getiremiyorduk.
. Sormuyoruz, sorgulamıyoruz, üzerinde düşünmüyoruz ne yazık ki!
Biraz tarihleri geriye alalım. Yıl 2005, Başkan Bush: “Ülkemize, bir tehlikenin vatanımıza yönelik adil bir şekilde uyarıldığını” bahsediyordu, pek Amerikanca. Bu uyarı şu şekilde idi: “Sekiz yıl önce, ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı tarafından hazırlanan bir rapor, bir pandeminin yayılmasıyla nasıl mücadele edeceğimizi bildirmek için ‘Sosyal Mesafe’ modelleri geliştirme ihtiyacını belirtiyor; aynı zamanda vantilatör stoklarında potansiyel olarak tehlikeli eksikliklere işaret ediyor ve H1N1 salgını sırasında yerel maske sıkıntısı olduğunu, ancak bunların ulusal stok ekipmanı tarafından doldurulduğunun bilmesi gerekiyor” şekli ile dile getirmiş idi. Sağlık ve İnsan Hizmetleri sekreteri Alex Azar ve Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nün uzun süredir başkanı olan Anthony Fauci de dahil olmak üzere, bugünkü gibi ön saflarında yer alanlarak, O günde bu raporu doğruluyorlardı.
İşte yine burada insanın “Fesuphanallah” diyerek, deriiin deriin içlenesi geliyor.
Aslında biraz daha Pandeminin kısa bir tarihi olarak bir araştırmaya girdiğinizde, bugün yaşadığımız tüm bu uyarıların 1996’da da raporlandığını görebiliyoruz.
Sebebi şu sözler de saklı olabilir mi?
Yeni Dünya Düzeni ve Aktörleri – İthal başkanlık Sistemi 11.06.2011 Sayın Banu Avar’ın kaleminin referansı ile…
Yeni Dünya Düzeni’ni hedefleyenlerden biri Henry Kissinger. 60 yıldır politikanın içinde ve emperyal amaçlar güden örgütlerin zirvesinde. Diyor ki: Dünyayı kendi felsefemize getirmek için biraz daha zamana ihtiyaç var. Globalizm kazanacaktır. Bakın terör sınır tanımıyor! Ekonomi de öyle! Kriz de! Tarihin bu döneminde tüm ülkeler kendi çıkarlarını uluslararası çıkarlarla aynı yörüngeye sokmaya çalışmalı!
Dış İlişkiler Konseyi’nin yüzyıl başındaki önemli isimlerinden Paul Warburg “Her şey tek dünya devleti için!” diyordu. Siz “Her şey çok uluslu şirketlerin karı için” diye okuyun! Şöyle devam ediyordu: “Kim ne derse desin yakın gelecekte tek dünya devleti kurulacaktır. Tek sorun bunun, uzlaşmayla mı yoksa işgalle mi olacağıdır!” Barack Obama‘nın akıl hocası, Amerika’daki adıyla perdenin arkasındaki adam Zbigniew Brzezinski özetliyor: “Ulus devletlerin bağımsızlık tanımı artık değişiyor! Uluslararası tekeller ve bankalar küresel ekonomiyi yönetiyorlar!”
Teşkilatın bir başka önemli üyesi David Rockefeller, bu söylemin üzerine bir avuç umut atıyor: “Dünya devletini kurduğumuzda, dünya daha mükemmel ve istikrarlı olacaktır. Dünya bankerleri ve küresel elit, dünya halklarını özgürlüğe kavuşturacaklar!”
Amerikalı gazeteci Jim Marrs anlatıyor:
Globalistler, tek dünya devletini hedefliyorlar. Dünya tek elden yönetilecek. Tek bir ordu olacak, tek merkezden yönetilen bir dünya ekonomisi olacak. Tek elden yönetilen eğitim ve sağlık sistemi olacak. Bu geniş anlamda kulağa hoş bile gelebilir ama işin aslı şu ki, biz bu fikre gizlice aldatılarak itiliyoruz. Bu gidişin sonunda bir Hitler’le karşı karşıya kalmayacağımızı kim söyleyebiliriz. Yeni bir Hitler! Ve dünyayı yöneten şirketlerin köleleri halklar. Herkesin izlendiği, dinlendiği ve kontrol edildiği bir düzen. Ulus devletler yerine finans birimleri var. İnsanlar mutlu ve özgür! Çünkü artık düşünemiyorlar. İşte insanlığın geleceği için Dış İlişkiler Konseyinin hayalleri bunlar.
Yukarıda pandemin kısa bir tarihi ile birlikte, referans aldığımız satırları okuyarak 3 Kasım bugünü iyi okumanın, üzerinde tarafsız olarak düşünmenin tam zamanı!
Ne yazık ki; Sarı Saçlarından sen suçlusun deseler de alınmayasın sakın. Nasılsa rakibin için de yakın gelecekte “Yeni Dünya Düzeni için, daha genç, farklı, renkli yeni bir yüzü senin yanında hazırlamış idik. Yeni GLOBAL dünya düzeninde, bir de Asya’nın renkli sesi olmalı” diyebilirler. Ya da bambaşka bir Sürpriz ile Şaşmışta Kalmış olabiliriz, yine.